Pietro Invernizzi ile İş’in Geleceği

Workinlot
3 min readAug 6, 2020

Workinlot İş’in Geleceği Programına başlamadan önce, bu dikeyde girişimcilik namına globalde neler olduğunu araştırdık. Bu araştırmayı yaparken Pietro Invernizzi’nun bu konuda farklı kategorilerde 195 şirket ve girişimi ve yepyeni fikirleri incelediği harika Medium yazısı ile karşılaştık ve Pietro’ya aklımıza takılan bazı soruları sorduk ve bize cevaplarını paylaştı. Sonuçta ortaya çok özgün bir içerik çıktı, buyrun siz de okuyun:

https://medium.com/@Pinver/mapping-the-future-of-work-startup-investor-ecosystem-2db5049f2c86

“İş’in Geleceği” ifadesi neden daha çok işbirliği, uzaktan çalışma, gig ekonomisi ile ilişkilendiriliyor da dijital üretim, lojistik çözümleri, RPA ve/veya SaaS çözümleri denklemin bir parçası değil?

Bu güzel bir soru. Neden olduğundan emin değilim ama benim varsayımım, “İş’in Geleceği-Future of work” ifadesi “İşyerinin geleceği -Future of the workplace” ifadesinin kısaltmasından geliyor ve “işyeri-workplace” bize geleneksel, kurumsal/sıkıcı ofisi düşündürdüğü yönünde. Bununla birlikte önemli bir noktaya değindiğinizi düşünüyorum ve kendi bakış açımdan “İş’in geleceği” kavramının kapsamını, günlerini ofis yerine sahada geçiren çalışanların hayat kalitesini iyileştiren teknolojileri de içerecek şekilde genişletmeyi değerlenirebilirim :)

Büyük teknoloji şirketleri de “İşin Geleceği” için araçlar ve süreçler geliştiriyor mu yoksa yalnızca girişimlere mi güveneceğiz?

Daha büyük teknoloji şirketleri zaten işyerinin yeni ihtiyaçlarını karşılamak için çok fazla çaba harcıyorlar. Google ürünlerine (G Suite: Gmail’den Google Takvim’e Google DDocs / Sheets / Slides / Hangouts / Drive’a) ve ardından Microsoft ürünlerine (Outlook’tan Excel’den Word’e, Teams’e) bakarsanız, küresel işbirliği yazılımlarının ciddi bir oranını ele almış olursunuz. Buradaki ana fikir, startupların hızlı, yalın ve müşterilerin değişen ihtiyaçlarını daha iyi dinleyebilen doğal yapılarından yararlanarak bu geleneksel araçlarla rekabet etmeyi planlamaları. Tam da bu nedenle İşin Geleceği makalemi yazdım.

“İş’in Geleceği” alanından çalışan bir girişimin en büyük başarı faktörü yeterince büyük bir sorunu tanımlamak ve çözmek. Diğer taraftan da biliyoruz ki kurumlar her zaman problelerini tanımlamakta zorlanabiliyor ya da anlatmak istemeyebiliyor. Bu durumda girişimciler ne yapmalı?

Son zamanlarda gördüğüm en ilginç “İş’in Geleceği” şirketlerinin çoğu, daha önce büyük şirketlerde çalışan ve verimsiz süreçleri fark eden kurucuların kişisel hayal kırıklığının sonucuydu. Bu, şirket kurmak için harika bir neden, çünkü son müşterinizle özdeşleşmenizi kolaylaştırır ve onlarla nasıl konuşacağınızı bildiğiniz için satış sürecini de kolaylaştıracaktır. Bununla birlikte, bu günlerde insanlar -büyük organizasyonlarda çalışanlar bile- girişimlere alakalı olmayı ve startup deneyimini, heyecanını hissetmeyi çok seviyorlar. Bu yüzden ürününüzü ilk gören olmak veya ‘beta test kullanıcıları’ veya bunun gibi şeyler karşılığında sorunlarıyla ilgili girişimcilerle sohbet etmeye çok açık olacaklardır. Yani, Paul Graham’dan alıntı yaparak sorunuzu şöyle cevaplayabilirim “Startup uzmanı olmayın, kullanıcı uzmanı olun: startupların nasıl çalıştığı hakkında çok fazla şey öğrenmek, uygulanabilir bir işe sahip olmadan önce şirket yönetmeyi (para toplama, büyük bir ofis edinme, çok sayıda insanı işe alma) cazip hale getirebileceğinden tehlikeli olabilir. Mark Zuckerberg, Facebook’u başlattığında bir startup ​​uzmanı değildi, sadece kullanıcı tabanını çok iyi tanıyordu.”

Biz de burada sevgili Ali Karabey ile yaptığımız söyleşinin 27:10 saniyesine göz atmanızı tavsiye ediyoruz.

“İşin Bugünü” çoğunlukla açık bir ofis ve 8-5 işgücü demek. Bölgesel veya sektörel farklılıklar olsa da çoğunluk ne yazık ki klasik ve geleneksel. Sizce çoğunluğun, bugünün yenilikleriyle şekillendirilen bir çalışma tarzına dönüşümünü ne zaman tamamlayacağız?

11 yaşındaki küçük kız kardeşimin derslerinin büyük bir kısmını çevrimiçi yaptığını ve 59 yaşında olan babamın beni Zoom çağrılarına davet etmeye başladığını görünce, bu geçişin biz konuşurken gerçekleştiğini söyleyemek istiyorum. Şu anki salgın nedeniyle büyük organizasyonlar bile altyapılarını (BT, vb.) evden çalışan çalışanlarına göre uyarlamak zorunda kaldılar. Bu dönüşüm, pandemi “sakinleştikten” sonra daha önce olduğu noktaya dönebilir, ancak 8–5 çalışma rejiminde derin değişiklikler olacaktır.

Kesinlikle Pietro’nun Medium yazısının tamamını okumanızı tavsiye ediyoruz. Ama biz yine de çalışmasını yaparken aklına gelen ve okuyucularından topladıkları fikirleri ve saptamalarını buraya taşıdık:

Daha fazla asenkron iş iletişimini sağlayan girişime ihtiyaç var.

Örnek olarak derin çalışma anlarında izole hissetmeyi engelleyecek, sürekli mevcudiyet sağlayan çözümler lazım

Her video görüşmenin farklı ihtiyaçları var, kutunun içindeki büyük surat yapısında olmayan yeni çözümler lazım

Transkript, dipnotlar, kayıtlı videolar, canlı altyazı gibi özelliklerin de ihtiyaç halinde entegre edilebileceği bir video görüşme ekosistem modeline geçiş

Ellerin serbest olduğu ses + ekran arayüzlerinin kullanıldığı çözümler

Kapanmış gibi duruyor ama biri Molly’i geri getirsin

Daha fazla motion design (hareket tasarımı) girişimleri lazım

Logo haritası otomasyonu (bir görsele ve powerpoint sayfasına bir sürü logoyu en iyi şekilde düzenlemek için)

Uzaktan çalışma ortamları için Glassdoor

Uzaktan çalışan proje bazlı ekipler için sanal ofis / co-working çözümleri

Hüküm giymiş kişilerin uzaktan çalışmasını sağlayan pazaryerleri

Video görüşmeleri iş yemeği formatında, ayrı 1–1 sohbetleri de destekleyen şekilde yapabilmek

--

--

Workinlot

Workinlot corporate open innovation accelerator / Corporate ecosystem design www.workinlot.com